Hızlı trende sunulan hizmetler :Seyehat ederken araba kullanmayı sevmeyenlerdenim. Hele iş dolayısı ile Ankara’ya sık sık giden biri olarak hızlı trene en çok sevinenlerden biri ben oldum. Geçekten de büyük bir nimet; emeği geçenlerden Allah Razı olsun.
Hiç yorulmadan, Ankara’nın göbeğine gidiyoruz, sabah saat 7.00 trenine biniyor, saat 9.00’daki duruşmaya giriyor, saat 11.00 treni ile geri dönebiliyoruz.
Ancak business class denilen bölümde neredeyse seferler başladığından beri bir sorun halledilemedi. Bu sınıfta TCDD’nin taahhüdü birkaç kanalda film seyredebilme, ikramlar vs.
Gelelim bu hizmet verildiğinden beri nerdeyse hep aynı filmler veriliyor ve görüntü- ses kalitesi bundan 20 yıl öncekinden daha kötü. Bir müddet sonra ekran tamamen donuyor.
Önümdeki yolcu yanındakine “yahu bunu bir türlü halledemediler” diyor, yanındaki de “olsun ne güzel bir hizmet de mi?” diye cevap veriyor.
Evet, hizmet güzel ama şehirlerarası otobüslerin kusursuz çalışan TV’leri milyonlarca TL’ye alınan bu trenlerde neden çalışmıyor?
Çocuklar çizgi film izlemek istiyor ama “şuan sunamıyoruz” diye cevap veriliyor.
İnsanlar izler veya izlemez ama bir hizmet veriliyor ise ya layıkı ile verilmeli ya da verilmemeli. O insanlardan ekstra ücret alınmamalı diye düşünüyorum.
Bir de istasyonlarımızın haline ne diyeceğiz? Bize Osmanlıdan miras kalan o güzelim istasyonlarımız modern gösterilmek adına öyle bir çirkinleştirilmiş ki ancak bu kadar olur. Bir kaplama yapılmış, binanın bütün ihtişamı gitmiş. Bina kendine zorla yapılmış bu garabete ağlıyor, duyanı yok. Bu binanın hemen yanındaki daha insanoğlunun el atmadığı küçük binalar sıranın kendilerine ne zaman geleceğini düşünerek ana binalarına yapılana kahroluyorlar.
İlgililer o güzel istasyon binalarımızı eski haline getirirlerse büyük takdir alacaklardır. Aksi halde bu durumu bilen herkesin bu manzarayı her gördüğünde duyduğu öfke hep devam edecektir.
Šaltinis: Tėvynės
Būkite pirmas, kuris komentuoja